Cümlede Anlam Testi 4
Soru 1

(I) Çağımızda susmak, antik çağda susmak kadar kolay değil. (II) Eflatun, hükümetler bilgelerden kurulsa, dünyanın düzeleceğine inanıyordu. (III) Ne kadar platonik bir hülya! (IV) Öyle bir meclis, öyle bir hükümet düşünün ki, herkes susuyor. (V) Hepsi olgun olgun susuyor. (VI) Bu suskunluk içindeki düşünce düzeyi istediği kadar yüksek olsun, günlük işler nasıl yürür?
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “alay ve küçümseme” diğerlerinden daha baskın hissedilmektedir?

Soru 2

Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, birinci dize ile ikinci dize arasında anlamca bir karşıtlık sezilmektedir?

Soru 3

Kendilerini zamanında sıcağa, açlığa, susuzluğa ve bunlara benzer sıkıntılara alıştırmamış olanlar, hiçbir sanatta ilerleyemez ve başarılı olamazlar.
Aşağıdaki düşüncelerden hangisi bu cümlede savunulan düşünce ile çelişir?

Soru 4

(I) Kızılay lokantalarındaki ekip yemeklerimiz devam etti. (II) Birlikte çalıştığım gençler benimle görüşmekten hiç çekinmediler. (III) Bu yüzden de başlarına dertler açıldı ve görevden alındılar (IV) İçlerinden birkaçı da, yeniden bir üst göreve geleceğim düşüncesiyle bağlılıklarını sürdürüyormuş izlenimini verdiler. (V) Ama benim geri dönmeyeceğim kesinlikle anlaşılınca bütün bağlar koptu. (VI) Bizimle dostluklarını sürdürenler her zaman yanımızda kaldı.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “Belirli bir amaçla, olduğundan farklı bir tavır sergilemek.” anlamı vurgulanmıştır?

Soru 5

Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde birinci dize ile ikinci dize arasında anlamca bir çelişki sezilmektedir?

Soru 6

 (I) Yahya Kemal’in nesirlerindeki sohbet havasının Siyası” Hikâyeler’e de bulaştığını görürüz. (II) Bu hikâyelerde birinci tekil kişi ağzından anlatım söz konusudur. (III) Bu da, hikâyelerdeki sohbet üslûbunu zenginleştiriyor. (IV) Kimilerinde ise hikâye içinde hikâyeler yer alır. (V) Bu hikâyelerde sohbet havasının hâkim olması, Yahya Kemal’in nesirlerindeki üslubun ön plana çıkması, bunları hikâyeden uzaklaştırmaktadır.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin birinde övgü, diğerinde yergi anlamı vardır. Bu cümleler, aşağıdaki seçeneklerin hangisinde birlikte verilmiştir?

Soru 7

(I) Genç kadınla erkek, alçak sesle aralarında konuşunca anladım, o tiksinen adamın ülkesinde göçmen işçi olarak çalıştıklarını. (II) Bunu adam da anladı sanıyorum; dillerini bilmesi olanaksızdı, gene de anladı, sezinledi. (III) Belki de konuşulan dilin tınısından, her dilin bilmediğimiz bir dil de olsa kulağımızda belli bir müziksel etki yaratmasından ötürü. (IV) İnce yüzünün tüm çizgilerinde bir kasılma, tiksinmenin de ötesinde, neredeyse nefrete varan bir hoşnutsuzluk seğirmesi oldu bir an, sonra yüzü kapalı, donuk bir anlama büründü yeniden. (V) Adam, konumunu hiç bozmaksızın oturmayı sürdürdü geniş, deri koltuğunda.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, adamın iç dünyasına ait özelliklere yönelik bir yorum yapılmıştır?

Soru 8

Aşağıdaki dizelerin hangisinde anlatımda karşıtlıklardan yararlanılmıştır?

Soru 9

(I) Yazarlar, ozanlar fazla sözden düşünceyi solduran, etkisiz kılan fazlalıklardan nasıl kaçınabilirler? (II) Kolayı değil, zoru yeğleyerek. (III) Bulguyla, kurduğuyla yetinmeyerek. (IV) Cümlelerin iç ve dış yapısıyla, sözcüklerin anlam ve bağlamlarıyla oynayarak. (V) Dil içinde bir savaşı göze alarak. (VI) Bunlardan kaçınırsa, dilin yerleşik kalıplarının çağrısından kurtaramazsa kendini, elbette düşünceyle söz arasında bir denge kuramayacaktır yazar. (VII) Oysa düşüncenin canı, anlatımın gücü böyle bir savaşı üstlenmeye bağlıdır.
Yukarıdaki parçada “yazarların fazla sözden kaçınmamalarından doğacak sonuç” numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?

Soru 10

 (I) Orta Çağ’da Avrupa su ve sabunla henüz dostluk kurmamıştı. (II) Krallar ve kraliçelerin bile kokudan yanlarına yaklaşılmazdı. (III) Biz o dönemde dünyanın en titiz ve en temiz toplumu idik. (IV) Şimdi bir de aynı milletin bugünkü savruk ve özensiz torunlarına bakın. (V) Dünyada bir pislik olimpiyatı yapılsa İstanbul’umuz en azından bir gümüş madalyayı hak edebilir.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir “alay” anlamı vardır?

Soru 11

Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde “insanın istekleriyle olanaklarının her zaman örtüşmeyebileceği” anlamı vardır?

Soru 12

Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde “karşıtlık” anlamı sezilmektedir?

Soru 13

 (I) Ziya Osman Saba’nın kahramanları, ihtirasları olmayan, büyük idealler peşinde koşmayan tiplerdir. (II) Onun hikâyelerinde dış hayatın gerilim ve görkemine yer yoktur. (III) Konuları arasında telâş, öfke ve gerilime de rastlayamayız. (IV) Daha çok sitem ve yakınmalarla yüz yüze gelir okuyucu. (V) Bu da çocukluk yıllarına duyduğu özlem ve değişen İstanbul karşısında yaşadığı üzüntüden kaynaklanır.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, doğrudan, hikâyelerin içeriğiyle ilgili değildir?

Soru 14

 (I) Hikâyeler daha bir alıcı gözle okunduğunda verdikleri mesajlar çok daha net görülecektir. (II) Çünkü tepedeki bozulmanın da önce tabanda hareket imkânı bulabildiği fark edilecektir. (III) Bu bakımdan Refik Halit Karay’ın hikâyeleri, ayağı yere basan hikâyelerdir. (IV) Hayalı”, uçuk, ütopik, zorlama öykülerdir bunlar.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi ikisi arasında anlamca karşıtlık sezilmektedir?

Soru 15

I. Öyküdeki fikrin öykünün tamamına yedirilmesi, bir propagandaya dönüştürülme tehlikesine dikkat edilmesi gerekir.
II. Bu bağlamda Yakup Kadri’nin, Kiralık Konak adlı romanını da hatırlamakta yarar vardır.
III. Bu yöntemde anlatıcının bilgisinin belirli olaylar ya da kişilerle sınırlı olması da mümkündür.
IV. Kişilerin ne düşündüğünü, hangi olayın hangi nedenle gerçekleştiğini hep ondan öğreniriz.
Numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde “uyarı” anlamı sezilmektedir?

Soru 16

Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde “acıma duygusu” diğerlerinden daha çok sezilmektedir?

Soru 17

(I) Temizlik çok önemli Japonya’da. (II) Evler, iş yerleri, taşıtlar, sokaklar, parklar tertemiz. (III) Evlere, bazı lokanta ve dükkânlara ayakkabı ile girmek yasak. (IV) Bizde eskiden olduğu gibi, her mahallesinde bir halk hamamı var. (V) İnsanlar tertemiz; kirli, yırtık giysilerle gezen tek bir Japon göremezsiniz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” söz konusudur?

Soru 18

(I) Dış kapının kemeri altından Taç Mahal’e bakıyoruz. (II) Servili bir su kanalının sonunda, onun klasik olduğu kadar esrarlı güzelliği ve bilhassa hatırası bizi kendine doğru çekiyor. (İli) Bir mermer taraçanın ortasında büyük bir kubbe ve yanında daha küçük kubbeler var. (IV) Görünüşlerinde o kadar ahenk var ki uzaktan görülen hafiflik, yaklaştıkça bir ihtişam manasına bürünüyor. (V) Kapı eşiğinde ise ulu ve baş döndürücü bir heybet karşılıyor sizi.
Yukarıdaki parçanın yazarı, hangi cümlelere kendi duygularını katmamıştır?