(I) Cicero, bu eserinde yaşlılık sorunları hakkındaki düşüncelerini dört bölümde dile getiriyor. (II) "Yaşlıların yapacağı işler yok muydu?" diye başlıyor sözüne. (III) Ona göre yaşlılar, gençlerin yaptığı işleri yapamazlar, bedensel güçleri yetmez. (IV) "Ama..." der Cicero: "Yaşlılar, fiziksel olmayan daha büyük işler yapabilirler." (V) Hatta yaşlıların çoğu bakıma da muhtaçtırlar. (VI) Çünkü büyük işler çeviklikle değil, bilgi ve düşünce gücüyle yapılır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, düşünce akışını bozmaktadır?
(I) Yaşayan sanatçılara televizyonlarda pek yer verilmiyor. (II) Bunların içerisinde sürekli olarak ekranda olan tek sanatçı neredeyse Attila İlhan. (III) Demek ki ülkemizde edebiyatçılara, şairlere, romancılara, öykü ve deneme ustalarına ihtiyaç duyulmuyor artık. (III) Şahsen ben 1996’dan beri televizyonlarda anımsanmıyor, oralara çağrılmıyorum. (V) Diğer pek çok yazarın da akla geldiğini, zaman zaman da olsa ekrana davet edildiklerini sanmıyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir çıkarım söz konusudur?
"Bizde roman ya da öykülerin belli şablonlara göre yazılması gerektiğine dair tuhaf, kuralcı bir inanç vardır; eserin içeriği, düşüncesi, duygusu, biçemi, yazarın neyi, nasıl ve neden yapmaya çalıştığı değil de bu kalıplara uyup uymadığı sorgulanır."
diyen bir yazar, sanat eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine dikkat çekmektedir?
İnsanoğlu aslında ne para ne sevgi ne kariyer ne şöhret ne de çevre ile sonsuza dek mutlu olabilecek bir yapıya sahiptir. Dış kaynaklardan gelebilecek bu mutluluklar sadece belirli bir zaman için insanı mutlu kılıyor. Kişi bu kaynakları elde ettiği zaman belirli bir dönem için kendini iyi hissediyor, ancak "alışma" dönemine girdiği andan itibaren bu iyilik hali hızla tükeniyor. Mutlu olma sanatının özü bu değildir. Gerçek mutluluk, kişinin her türlü olaya ve duruma karşı kendini pozitif tutarak mutlu hissedebilmesi halidir. Bu davranış şeklini edinen insan, zor günlerde güçlü, mutlu günlerde zevk alan biri olur ve mutluluğu kalıcı kılar. Demek ki ----,
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Her sanatta otobiyografi ögelerinin yeri büyüktür ama en çok da şiir sanatında görülür bu ögeler. Turgut Uyar penceredeki saksıyı okşayacak, Edip Cansever masadaki heykelciği eline alacak. Buradan da anlaşılıyor ki şairler çoğunlukla yine kendilerini anlatıyorlar, anlatacaklar. Ben buna "şiirin arka planı" diyorum. Şair, o şiirini yazarken hangi ruh hali içindeydi? O sabah kahvaltı yapmış mıydı? Çay mı içiyordu, kahve mi? Sevdiklerinden ayrı mı düşmüştü? Bütün bunlardan ve buna benzer hallerden destek alarak diyorum ki elbette şairin hayatı şiire dâhildir.
Bu parçada geçen "şairin hayatı şiire dâhildir." sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Ortaokulda bir yeğenim var, on altı yaşında, kafası işleyen gürbüz bir delikanlı. Dün akşam, sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bir metni getirdi bana, "Hiçbir şey anlamıyorum." diye. İnsan ağlamaklı oluyor vallahi okuyunca, bakın bir cümlesi şöyle: "Cemiyet fert üzerinde emir ve nehiy şeklinde tazyikini icra eder, ferdin ihtiraslarını tevlid eder." Ne yüzle, ne hakla zorlarız çocuklarımızı böyle bir dili öğrenmeye? Hem de bu yaşta ne anlar çocuk bu yazıdan? Bu dille ne hayata dair bilgi edinilir ne de okuma yazma sevgisi. Sanki cümle kuruluşundan ve konuşma dilinden uzaklaşmak için elimizden geleni yapmışız.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Birçok kuş türü düzenli gruplar halinde, belirli şekiller oluşturarak uçar. Bu şekillerden en bilineni "V" şeklidir. Kuş sürülerinin neden belirli şekillerde uçtuğunun en çok kabul gören açıklaması, bunun enerji tüketimini azalttığı ve sürüdeki kuşlar arasında iletişim ve uyum sağladığıdır. Kuşlar, öndeki kuşun biraz yanında ve gerisinde uçtuklarında, öndeki kuşun kanatları tarafından oluşturulan yukarı yönlü hava akımından yararlanır. Aslında uçak filolarının "V" şeklinde uçtuklarında yakıt tasarrufu yaptıkları bilindiği için birçok bilim insanı, göçmen kuşların da aynı nedenle belli şekillerde uçtuğunu düşünüyor. Nature dergisinde yayımlanan bir çalışma, "V" şeklinde uçan kuşların uçma stillerinin, uçak filolarındakiyle aynı olup bu davranışın onlarda doğuştan getirilen bir hareket olduğunu kanıtladı.
Bu parçada kuşlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
On beş günde bir yaptığımız yemekli arkadaş toplantılarında, konuşmaktan çok dinlemeyi sevdiğim için çokluk lâfa karışmadan dinlemeyi seçiyorum. Ama bazen, tiyatro konusunda, kültür konusunda, vefat eden bir sanatçı üzerinde arkadaşlarımın bana yönelik ve dirençli soruları olunca…
Yukarıdaki paragraf aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz?
(I) Her toplumda olduğu gibi Eski Çin’de de cennet-cehennem, ödül ve ceza anlayışları geniş yer buluyor, halkın ilgisini çekiyordu. (II) Konfüçyüs bu anlayışları olduğu gibi kabullenmiş, bunlara farklı bir bakış açısı getirmemiştir. (III) Öldükten sonraki ahiret hayatını pek fazla düşünmemiş, tersine temel problem olarak dünya hayatını düzenlemeyi ve idare etmeyi önemsemiştir. (IV) Ona ölümden sonra ruhların durumunu soran öğrencisine: "Biz diriler için görevimizi yapamıyoruz, ölülere nasıl yapalım? Hayatı bilemiyoruz ki ölümü nasıl bilelim?" diye cevap vermiştir. (V) Konfüçyüs’a göre metafizikle uğraşmak faydasız bir çalışmadır, insan her şeyi fizik ve insanlık çerçevesinde aramalıdır ki insanlığa hizmet edilmiş olsun. (VI) Dünyayı ve evreni fizik yasaları çevresinde anlamaya çalışmalı, bu çalışmalarını da insanlığın yararına sunmalıdır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
(I) İlk ve orta öğretimden itibaren öğrencilerin, bir dergiyi satın alıp biriktirerek izlemeye yöneltilmesinin yanı sıra kütüphanelerden takip etmeye de yönlendirilmesi mümkündür. (II) Önemli olan öğrencinin herhangi bir dergiyi sürekli olarak takip etmesi değil sanatsal ve düşünsel nitelikli bir ya da birkaç dergiyi sürekli olarak takip etmesidir. (III) Burada genç bireylerin sınırlandırılmaması; kendi istek, beğeni ve eğilimleri doğrultusunda seçim yapmakta özgür bırakılması olumlu bir etki yaratacaktır. (IV) Günümüzde gençlerin okumaya olan ilgileri düşünüldüğünde bu çabadan çok fazla sonuç alınması da beklenmemelidir. (V) Fakat elbette ki yaratıcılığı, üretkenliği, düşünselliği esas alan doğru örnekleri belirleme seçiciliğinin kazandırılmasında bireylere rehberlik edilmelidir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
Düşündüklerinin doğru olduğuna inanan, düşüncelerine birer tutku gücü verebilmiş olan kişi, düşündüklerini bir engelle karşılaşmadan söyleyebilmeyi ister. Onu durduramazsınız ki! Sus dersiniz, korkutmaya kalkarsınız; her şeye katlanır, kellesini verir, yine söyler. Tutku engel tanımadığı, önüne çıkan her engeli yıkmaya kalktığı gibi tutku gücü edinmiş düşünce de engel tanımaz. O da her engeli yıkmaya kalkar. Ama kendi düşüncelerini söylemek, yaymak, çevresine işletmek isteyen her kişi özgürlük için çalışıyor demek değildir. Kendisinin özgür olmasına çalışıyor, o başka; kendi düşüncelerine uymayan düşüncelerin de özgürce söylenebilmesini istiyor mu? Onu da istiyorsa, onun için de çalışıyorsa ancak o zaman özgürlük için savaşıyor diyebiliriz.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Aynı sorun oyun çevirilerinde de ağırlıkla söz konusudur. Oyun şarkısı çevirisinde, o şarkı sözlerinin orijinaldeki şiir yapısını da gözetmek zorundasınızdır, hele telif şartı gereği orijinal müziği kullanma zorunluluğunuz da varsa! Yanıtımı bir küçük örnekle noktalayayım: Brencht’in “Schweyk İkinci Dünya Savaşında” oyununun ünlü “Moldau Şarkısı” hem halksallık taşımak durumunda olduğu için türkü üslubuna yakın yazılmıştır, hem de gerçekten tüm oyunun ibretini çıkaracak yoğunlukta başlı başına bir “şiir”dir. Üstelik çok ustaca yapılmış bestesi de var olduğu için o müziği de gözeterek çevirmek zorunluluğu vardır.
Parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olabilir?